içinde

Servet i Fünun Romanları

II.Abdülhamid’in 93 Harbi’ni (1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı) sebep sayarak meşrutiyeti kaldırdığını ilan etmesiyle birlikle Osmanlı devletinde farklı gruplar arasında adeta soğuk savaş başlar. Herkes birbirinden korkmakta ama kimse bu korkusunu karşı tarafa göstermemektedir.

Abdülhamid sert bir üslupla ülke yönetimini ele alarak İttihatçıların önceki yıllarda olduğu gibi rahat söz söyleme imkanını yok eder. Onun sahip olduğu bu sert mizacı ülkenin bozulan dirliğini bir müddette olsa toparlamasına sebep olurken o güne kadar padişah ve saltanat karşıtı olan Tanzimat sanatçılarının bir anda üslup değiştirmelerine neden olur.

O güne kadar romantik bir üslupla hareket eden dönemin sanatçıları Abdülhamid’in kararlı ve dik duruşu sayesinde adeta hayatın acı gerçekleri ile karşılaşarak bir bir realizmi benimsemeye başlamışlardır.

Bu akım değişikliği ilk olarak II. Dönem Tanzimat edebiyatının ortaya çıkmasını sağlarken asıl değişim ve gelişim ise Servet i Fünun döneminde kendini göstermiştir.

Servet i Fünun Edebiyatı ve Servet i Fünun Romanları

II. Abdülhamid’in tahta çıkışına kadar sanatlarını sadece siyasi emelleri için kullanan devrin aydınları sanattan uzaklaşarak zanaate doğru ilerlemeye başlamış bu da kısır bir edebi dönemin yaşanmasına neden olmuştur.

I. Dönem Tanzimat edebiyatı olarak adlandırılan bu edebi dönemde ortaya konulan eserlerin teknik bakımdan birçok kusurunun olması bahsedildiği gibi roman, hikaye ve tiyatro gibi Avrupa’dan gelen türlerin ilk kez ele alınmasından kaynaklanmamaktadır.

Birçok isim bu dönemdeki sanatsal başarısızlığı acemiliğe bağlar. Oysaki bir işte acemi olan insanlar yaptıkları o işi tüm kurallarına uyarak iyi bir sonuca ulaşmaya çalışır.

Ancak bu dönemdeki isimlere ve ortaya koydukları eserlere baktığımızda sanatçılarının tek derdinin ülkedeki Doğu rüzgarını dindirmek ve padişahı yok etmekten ibarettir.

İlk tiyatro eseri olarak kabul edilen ve Şinasi tarafından kaleme alınan Şair Evlenmesi tiyatro metninin içeriğine baktığımızda toplumun en temel kuralları ile dalga geçildiği görülmektedir. bkz. şair evlenmesi incelemesi

İlk tiyatro eserini kaleme alan ve acemi olduğu iddia edilen bir ismin direkt toplumun kılcal damarlarını ameliyat edercesine bir işe girişmesi her halde başka bir sebebe dayanmış olmalıdır !

Servet i Fünun Romanları Genel Özellikleri

Servet i Fünun dönemine gelindiğinde ise Abdülhamid’i sert bir kaya olarak gören bu isimler, eserler yoluyla siyasi mesajlar vermeyi bırakmak zorunda kalmış ve gerçek anlamda sanatçılıklarını konuşturmaya başlamışlardır. Çünkü en ufak bir siyasi mesajda Abdülhamid ve onun hafiye örgütü eserlerin toplatılmasını sağlamış müellifleri ise ağır yargılamalarla karşılaşmaktan ya da sürgüne gitmekten çekinerek bu tarz eser vermekten çekinmişlerdir.

Tüm bu nedenlerle Servet i Fünun Döneminde tiyatro haricindeki tüm türlerde başarı sağlanmıştır. Tanzimat döneminde teknik kusurlarla dolu olan Türk romancılığı ilk kez profesyonel sayılabilecek kadar başarılı örnekler ortaya koymuştur. Çünkü sanatçılar kendilerini ilk kez sanatlarına bu kadar verebilmiştir.

Bu dönem romanlarının en temel özelliği realizm akımından etkilenmiş olmalarıdır. Realizm yani gerçekçiliği benimsemelerinin iki farklı sebebi olabilir. Birincisi dönemin Avrupasında da bu akımın etkili olması ve en büyük sanatçıların bu akımla kendilerini göstermeleri ikincisi ise siyasi iradeden duydukları nefret ve içinde bulundukları buhran yahut karamsarlık nedeniyle realizmin kendilerine daha sıcak gelmesi.

Her ne sebeple olursa olsun realizm benimsenmiş ve sanatçıların ruhlarındaki karamsarlık bu dönem romanlarında da kendini göstermiştir. Halid Ziya’nın Mai ve Siyah’ı belki de buna en güzel örnektir. Kahramanın içinde bulunduğu durum romanı hiç okumayan kimse de bile eminiz ki Mai ve Siyah ismini duyunca bile çıkarım yapmayı sağlayacaktır.

Servet i Fünun romanlarının bir diğer özelliği ise önceki döneme göre dilinin ağırlaşmaya başlamasıdır. Tanzimat I. dönemde oldukça sade bir dille eser vermeye çalışan sanatçıların bir anda dillerini bu kadar ağırlaştırmaları da oldukça gariptir. Maalesef ki bu da tamamen zihinlerindeki o siyasi yapıyla doğru orantılıdır.

Tanzimat dönemindeki emellerini gerçekleştirmek için halkı yanlarına çekmek isteyen bu isimler onların anlayacağı dilden konuşmaya çalıştıkları için bu denli sade olmuşlardır. Ama Servet i Fünun döneminde bu imkanları üstte bahsettiğimiz nedenlerden dolayı ortadan kalktığından onlar da asıl üsluplarına geri dönmüş ve ağır bir dil kullanmaya başlamışlardır.

Serveti Fünun romanlarının bir diğer önemli özelliği ise mekan olarak hep İstanbul’un seçilmiş olmasıdır. Sanatçılar realizm akımının etkisiyle bireyselliğe ve içe kapanıklığa yöneldiklerinden eserlerinde hep kendi ruh hallerini dile getirmişlerdir.

Çünkü dile getirmek istedikleri birçok şey olmasına rağmen bunları söyleyememe ve yıllarca verdikleri siyasi emeklerin ve emellerin bir çırpıda boşa çıkması onları bunalıma sokmuş eserlerinde de kendi bunalımlarını ve karamsarlıklarını anlatmışlardır.

Dolayısıyla bulundukları mekanda İstanbul olduğu için istisnalar hariç olmak üzere tüm eserlerde mekan olarak İstanbul seçilmiştir.

Bildiri

Ne düşünüyorsun?

Bir yanıt yazın

Soylamalar ve 13. Boy – Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderha’yı Öldürmesi

Arzu Uçar – Bir Küçük Delilik