Ziya Paşa Terkibi Bend
I
Sâkî getir ol bâdeyi kim mâye-yi cândır
Ârâm-dih-î akl-i melâmet-zede-gândır
Ol mey ki olur saykal-ı dil ehl-i kemâle
Nâ-puhtelerin aklına bâdî-yi ziyândır
Bir câm ile yap hâtırı zîrâ dil-i vîrân
Mehcûr-i harâbât olalı hayli zamândır
Sâkî içelim aşkına rindân-ı Hüdâ’nın
Rindân-ı Hüdâ vâkıf-ı esrâr-ı nihândır
Sâkî içelim rağmına sofî-yi harisin
Kim maksadı kevser emeli hûr-i cinândır
Aşk olsun o pîr-î mey-i perverde-yi aşka
Kim badesi sad sâle vü sâkîsi civândır
Pîr-i meye sor mes’elede vâr ise şüphen
Vâizlerin efsâneleri hep hezeyândır
Ben anladığım çerh ise bû çerh-i çep-endâz
Yahşi görünür sûreti ammâ ki yamândır
Benzer felek ol çenber-i fânûs-i hayâle
Kim nakş-ı temâsîli serî’-ül-cereyândır
Sâkî bize mey sun ki dil-î tecrübet-âmûz
Endîşe-yi encâm ile vakf-i helecândır
İç bâde güzel sev var ise akl ü şuûrun
Dünyâ var imiş yâ ki yoğ olmuş ne umûrun
IV
Bir katre içen çeşme-yi pür-hûn-i fenâdân
Bâşın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan
Âsûde olam dersen eğer gelme cihâna
Meydana düşen kurtulamaz seng-i kazâdan
Sâbit-kadem ol merkez-i me’mûn-i rızâda
Vâreste olup dâire-yî havf-ü recâdan
Dursun kef-i hükmünde terâzî-yi adâlet
Havfın var ise mahkeme-yî rûz-i cezâ’dan
Her kim ki arar bû-yi vefâ tab’-ı beşerde
Benzer ana kim devlet umar zıll-i hümâdan
Bî-baht olanın bâğına bir katresi düşmez
Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan
Erbâb-ı kemâli çekemez nâkıs olanlar
Rencide olur dîde-yi huffâş ziyâdan
Her âkile bir derd bu âlemde mukarrer
Râhat yaşamış var mı gürüh-i ukalâdan
Hail etmediler bu lûgazin sırrını kimse
Bin kaafile geçti hükemâdan fuzalâdan
Kıl san’at-ı Üstâd’ı tahayyürle temâşâ
Dem urma eğer ârif isen çûn ü çerâdan
İdrâk-i meâlî bu küçük akla gerekmez
Zîrâ bu terâzî o kadar sikleti çekmez
V
Dehrin ne sefâ var acebâ sim ü zerinde
İnsan bırağur hepsini hîn-î seferinde
Bir reng-i vefâ var mı nazar kıl şu sipihrin
Ne leyl ü nehârında ne şems ü kamerinde
Seyr etti hevâ üzre denür taht-ı Süleyman
Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde
Hür olmak eğer ister isen olma cihânın
Zevkinde sefâsında gamında kederinde
Cânân gide rindân dağıla mey ola rîzân
Böyle gecenin hayr umulur mu seherinde
Hayr umma eğer sadr-ı cihân olsa da bi’l-farz
Her kim ki hasâset ola ırk u güherinde
Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim
Gaflet ile görmez kuyuyu reh-güzerinde
Anlar ki verir lâf ile dünyâya nizâmât
Bin türlü teseyyüb bulunur hânelerinde
Âyînesi iştir kişinin lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-yi aklı eserinde
Ben her ne kadar gördüm ise ba’zı mazarrat
Sâbit kademim yîne bu re’yin üzerinde
İnsâna sadâkat yakışır görse de ikrâh
Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah
VI
Gadr ide reâyâsına vâlî-yi eyâlet
Dünyâda vü ukbâda ne zillet ne rezâlet
Lâyik midir insân olana vakt-i kazâda
Hak zâhir iken bâtıl için hükmü imâlet
Kaadî ola da’vâcı ve muhzir dahi şâhid
Ol mahkemenin hükmüne derler mi adâlet
Ey mürtekib-i har bu ne zillet ki çekersin
Birkaç kuruşa müddet-i ömrünce hacâlet
Lâ’net ola ol mâle ki tahsiline ânın
Yâ dîn ola yâ ırz u ya nâmûs ola âlet
Âdem olanın hayr olur âdemlere kasdı
İnsanlığa insanda budur işte delâlet
İnsân ana derler ki ide kalb-i rakîki
Âlâm-ı benî nev’i ile kesb-i melâlet
Âdem ana derler ki garazdan ola sâlim
Nefsinde dahî eyleye icrâ-yi adâlet
Sâdık görünür kisvede erbâb-ı hiyânet
Mürşid sanılır vehlede eshâb-ı dalâlet
Ekser kişinin sûretine siyreti uymaz
Yâ Rab bu ne hikmettir İlâhî bu ne hâlet
Ümmîd-i vefâ eyleme her şahs-ı dağâlda
Çok hâcıların çıktı haçı zîr-i bağâlda
VIII
Her şahsı harîm-î Hak’a mahrem mi sanırsın
Her tâc giyen çulsuzu Edhem mi sanırsın
Dehri arasan binde bir âdem bulamazsın
Âdem görünen harları âdem mi sanırsın
Çok mukbili gördüm ki güler içi kan ağlar
Handan görünen herkesi hurrem mi sanırsın
Bil illeti kıl sonra müdâvâta tasaddî
Her merhemi her yâreye merhem mi sanırsın
Kibre ne sebeb yoksa vezirim deyu gerçek
Sen kendini düstûr-i mükerrem mi sanırsın
Ey müftehir-î devlet-i yek-rûze-yi dünyâ
Dünyâ sana mahsûs ü müsellem mi sanırsın
Hâlî ne zaman kaldı cihân ehl-i tama’dan
Sen zâtını bu âleme elzem mi sanırsın
En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun
Sen herkesi kör âlemi sersem mi sanırsın
Bir gün gelecek sen de perîşân olacaksın
Ey gonce bu cem’iyyeti her dem mi sanırsın
Nâ-merd olayım çarha eğer minnet edersem
Çevrinle senin ben keder etsem mi sanırsın
Ailaah’a tevekkül edenin yâveri Hak’tır
Nâ-şâd gönül bir gün olur şâd olacaktır.
IX
Pek rengine aldanma felek eski felektir
Zîrâ feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönektir
Yâ bister-i kemhâda ya vîrânede can ver
Çun bây ü gedâ hâke berâber girecektir
Allaah’a sığın şahs-ı halimin gazabından
Zîrâ yumuşak huylu atın çiftesi pektir
Yaktı nice canlar o nezâketle tebessüm
Şîrin dahi kasd etmesi câna gülerektir
Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma
Zer-düz palan ursan eşek yine eşektir
Bed-mâye olan anlaşılır meclis-i meyde
İşret güher-i âdemi temyize mihektir
Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir
Nâ-danlar eder sohbet i nâ-danla telezzüz
Dîvânelerin hem-demi dîvâne gerektir
Afv ile mübeşşer midir eshâb-ı merâtib
Kaanûn-i cezâ âcize mi hâs demektir
Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efrâz
Birkaç kuruşu mürtekibin câyı kürektir
İmân ile dîn akçedir erbâb-ı gınâda
Nâmûs ü hamiyyet sözü kaldı fukarâda
X
İkbâl için ahbâbı siâyet yeni çıktı
Bilmez idik evvel bu dirâyet yeni çıktı
Sirkat çoğalıp lâfz-ı sadâkat modalandı
Nâmûs tamâm oldu hamiyyet yeni çıktı
Düşmanlara ahbâbını zemm oldu zarâfet
Dil-dârdan ağyâra şikâyet yeni çıktı
Sâdıkları tahkîr ile red kaaide oldu
Hırsızlara ikrâm ü inâyet yeni çıktı.
Hak söyleyen evvel dahi menfûr idi gerçi
Hâinlere ammâ ki riâyet yeni çıktı
Evraak ile i’lân olunur cümle nizâmât
Elfâz ile terfîh-i raiyyet yeni çıktı
Âciz olanın ketm olunur hakk-ı sarîhî
Mahmîleri her yerde himâyet yeni çıktı
İsnâd-ı taassub olunur merd-i gayûra
Dinsizlere tevcîh-i reviyyet yeni çıktı
İslâm imiş Devlete pâ-bend-i terâkki
Evvel yoğidi işbu rivâyet yeni çıktı
Milliyyeti nlsyân ederek her işimizde
Efkâr-ı Firenge tabaiyyet yeni çıktı
Eyvâh bu bâzîçede bizler yine yandık
Zîrâ ki ziyân ortada bilmem ne kazandık.
XII
Her millet için birdüzüye adlini âm et
Fikr-İ gazab-İ Hazret-i Ma’bûd-ı Enâm et
Bevvâl-i Çeh-İ Zemzem’i lâ’netle anar halk
Sen Kâ’be gibi kendini hürmetle be-nâm et
İncinmemek istersen eğer mülk-i fenada
Bir kimseyi incitmemeğe hasr-ı meram et
Bir yerde ki yok nağmeni takdir edecek gûş
Tazyî’-i nefes eyleme tebdîl-i makaam et
Avrat gibi mağlûb-i hevâ olma er ol er
Nefsin seni râm etmeye sen nefsini râm et
Mânend-i şecer nâbit olur sâbit olanlar
Her kangı işin ehli isen anda devâm et
Noksanını bil bir işe yâ başlama evvel
Yâ başladığın kârı pezîrâ-yi hitâm et
Uğrarsa sabâ râhın eğer semt-i Iraak’a
Bağdâd iline doğru dahî azm ü hirâm et
Merdân-ı suhandânı ziyâret edip andan
Âdâb ile git ravza-yı Rûhî-ye selâm et
Tahsînini arz eyleyip evvelce Ziyâ’nın
Bu beyti huzûrunda oku hatm-i kelâm et
Meydân-ı suhanda yoğ iken sen gibi bir er
Bir şâir-i Rûm oldu sana şimdi berâber
Ziya Paşa
Ziya Paşa Hayatı,Ziya Paşa Medeniyet Krizi, Ziya Paşa Şiir ve İnşa ve Ziya Paşa Sözleri‘ne bu bağlantılardan ulaşabilirsiniz.