Piraye Seyir Konusu
Piraye Erdoğan tarafından kaleme alınan “Seyir” Mona Kitap tarafından 2019 yılında çıktı. 348 sayfalık geniş hacimli bir roman olan “Seyir” konusu bakımından “değersizlik” düşüncesini ele alıyor.
Seyir romanının yazarı bir kadın olunca haliyle romanın baş kahramanı da bir kadın oluyor. Aslında roman tamamen kendini değersiz hisseden bu değersizlik düşüncesinden kurtulamayan kadınların bir hikayesi konumunda.
Seyir’i kaleme almadan önce Piraye Erdoğan’ın da yaşamında birtakım arayışlara girdiğini ve sorularına cevap bulamadığı bir dönemde aynı değersizliği yaşadığını da görüyoruz. Tıpkı Peyami Safa‘nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu‘nda kendi çocukluğundan yola çıktığı gibi…
Seyir Roman Özeti
Mina 35 yaşında iyi eğitimli bir kadındır. İyi bir işe sahip olan Mina işinde de oldukça başarılıyken çevresindeki insanlara karşı ciddi bir şekilde güvensizlik yaşamaya başlar. Mina’nın yaşadığı bu psikolojik durum yanlış tercihler yapmasını da beraberinde getirir. Bu güvensizlik duygusuyla dostlarının kendinden uzaklaşmasına neden olurken yanlış kişilerle de dostluklar kurmasına sebebiyet verir.
Kendini eksik, defolu olarak görmesinden dolayı güvensizlik duygusu katlanarak artan Mina, kendisindeki eksiklikleri gidermek için başkalarından medet ummaya başlar. Bu durumu şu sözlerle ifade eder.
“Madem eksiğim ben, bu eksikliği kapatacak olan malzeme başkalarında olmalı. Onların sözleri, onların ilgisi, onların tanımları, onların yorumları…”
Kendini eksik ve kusurlu gören Mina, bir sergide karşılaştığı Celal adlı kişiden sonra tamamen değişmeye başlar. Celal’i ilk gördüğünde gözlerini onun üzerinden alamayan Mina, adeta bir tokat yemiş gibi silkelenir ve kendine gelir. Aslında Mina, Celal ile bu etkileyici karşılaşmadan sonra bir değişime değil dönüşüme şahit olacaktır. Kendi dönüşümüne…
Seyir romanında Piraye Erdoğan, kainatta boş bir seyir halinde olan insanın aşkı bulmasıyla kendi özünü bulup seyreden olmasını anlatıyor.
Seyir Arka Kapak
Seyir eden misin, seyreden mi bu alemde?
Eksikliğin boş gözleriyle büyümüştü Mina…
Küçük bir kızken bunu ilk fark ettiğinde, şaşırmıştı; olmayan her ne ise kalbinin orta yerinde, orada bir oyuk oluşturmuştu sanki.
Bozuktu. Defoluydu. Büyüdü, genç bir kadın oldu ve bir karar verdi; Madem eksiğim ben, bu eksikliği kapatacak olan malzeme başkalarında olmalı.
Onların sözleri, onların ilgisi, onların tanımları, onların yorumları…
Aşklar da oldu yaşamında, kırgınlıklar, savruluşlar da… Kaybetti, ama yıkılmadı yeniden ayağa kalktı.
Bir sergi açılışında Celal ile göz göze geldiği ilk an, bir tokat patlamıştı sanki yüzünde.
Deli gibi çarpan kalbinin sesini duyuyor, bu gergin ama bir o kadar da gizemli erkeği izlemekten kendini alamıyordu.
Mina, onu kendi dönüşümüne götürecek uzun bir yolculuğa çıkmaya hazırdı artık!