Jose Saramago Körlük Özet
Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır.
Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için inanılmaz bir mücadele verir.
Akıl hastanesi görünümlü bu karanlık hapishanede sayı gün geçtikçe artar. Hükümet halka her ne kadar her şey yolunda mesajı verse de işler iyice çığırından çıkmıştır. Hastanedeki körler aslında tedavi amacıyla karantinaya alınmamıştır. Hükümetin tek amacı salgını burada kontrol altında tutabilmek ve karantinadakilerin orada ölmelerini beklemektir. Belli sayıda asker belli günlerde kapıdan içeri yiyecek atar ; ancak insanlar kör olduğundan şansı yaver giden bu yiyeceklere denk gelerek alır onu da diğerleriyle eşit paylaşmaz.
Bu hastanede sadece adı belli olmayan roman kahramanı bir kadın görmektedir. Doktor eşini yalnız bırakmamak için körüm diyerek oraya gelmiş ve kör olan insanların birbirlerini görmediği için ne kadar acımaz olduklarına şahit olmuştur. Kör olmayan bu kadın sürekli salgından etkileneceği günü bekler ve her an kör olacakmış gibi yaşar.
Roman sonunda hastanede bir yangın çıkar ve bütün körler şehre yayılır. Salgın tüm ülkeye yayılmış ve gören kimse kalmamıştır. Bir süre sonra salgın sona erer. Herkes görmeye başlar ancak gözleri görmeye başlayan insanların tekrar hiçbir şey olmamış gibi eski bencil yaşantılarına döndüğünü gören doktorun karısı beklediği körlüğün şimdi kendindi bulduğuna inanır.
Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesidir. Körlük, ürkütücü bir roman, beklenmedik bir felaketi yaşayan bir toplumun nasıl çöktüğünün, nasıl bencilleştiğinin ve değer yargılarını yitirdiğinin hikâyesi. Konusunun ürkütücülüğüne rağmen olağanüstü bir şiirsellikle anlatılmış bu unutulmaz roman, usta yazarın belki de en etkileyici yapıtı.