Münşeat Yayın Ekibi
Hayal içinde, Hüseyin Cahit Yalçın’ın en önemli eserlerinin başında gelir. Eserde baş kahraman Nezih (17) ve arkadaşları Ziya ile Şükrü’nün başından geçenler anlatılmaktadır.
Servet i Fünun romanlarının genel bir özelliği olarak Hayal İçinde romanında da mekan İstanbul ve çevresidir. Adalar sıkça bahsi geçen bir mekandır.
Eserin bir diğer önemli yanı ise gözleme sık yer verilmesidir. Eser kahramanı Nezih, hayalperest genç bir yazardır. Eserlerinde yer verebilmek için Tepebaşı halkını ayrıntılı bir şekilde gözlemlemektedir.
Nezih’in bu hayalperestliğinde çocukluğunda okuduğu kitaplar ve bu kitapların etkisiyle zihninde oluşturduğu İzmaro aşkı oluşturur.
Hayal İçinde Özeti
Nezih, yeni yazmaya karar verdiği bir romanı için Tepebaşı’nı ve oranın halkını gözlemlemeyi seçmiştir. Gözlemleri esnasında üç tane gayrimüslim kızla karşılaşır. Üçüne karşı da ilgi duyar; ancak bunlar arasında İzmaro onu derinden etkiler. Artık yazacağı roman için değil İzmaro’yu görebilmek için Tepebaşı’na gitmeye başlar. İzmaro’yu sürekli bir masada otururken görür ve sürekli gizliden gizliye onu izler. Ancak bir gün gittiğinde İzmaro orada değildir. Merak eder. Sonraki gün yine gider ama İzmaro hala gelmemiştir. Bir süre sonra onu hiç göremez artık tamamen izini kaybetmiştir.
İzmaro’yu bir daha göremeyen Nezih, içinden o aşkı bir türlü atamaz ve araştırmaya karar verir. Sonunda İzmaro’nun Büyükada’da olduğunu öğrenir. Hemen Büyükada’ya gider. Nihayet İzmaro’yu orada bulur. Tepebaşı’nda yaptığı gibi Büyükada’da da onu gizliden izlemeye, takip etmeye başlar.
İzmaro için büyük duygular besleyen Nezih, ona o kadar aşık olmuştur ki gayrimüslim olduğunu dahi unutmuş, kendi örfünden adetinden biriymiş gibi onu tahayyül etmeye başlamıştır. Ta ki bir gün arkadaşları ile birlikte bir masada otururken İzmaro ve arkadaşlarının yanlarına gelinceye kadar…
Nezih ve arkadaşları bir masada oturmuş sohbet ederken ilerinden İzmaro ve diğer iki gayrimüslim kız çıkıp masalarına gelir. O anda Nezih’in İzmaro için kurduğu düşler başına yıkılır. Çünkü hafifmeşrep bir kişilik olan İzmaro’nun hayattaki tek gayesi eğlenmek ve erkeklerle hoş vakit geçirmekten başka bir şey değildir.
Tüm hayallerinin boş olduğunu anlayan Nezih, tepelik bir yerden İstanbul manzarasına bakarak boş bir hayal içinde olduğunu düşünür.
