Sivas Hasreti – Sultan Şehir
Ne güzel seni sevmek böyle uzaktan
Ve seni düşünmek bir çocuk hevesiyle…
Her sabah yeniden ezan sesiyle
Müslüman Müslüman uyanan şehir.
Bir Selçuklu nakışında seni bulmak ne güzel
Ne güzel seni duymak bir ney sesinde.
Şemsî Sivasî’nin mübarek türbesinde
Kandil kandil yanan şehir.
Halayların, türkülerin, çağırır beni uzaktan
Yüreğim hep, Mısmıl Irmak gibi tertemiz,
Nerde Çifte Minare’miz, Gök Medrese’miz?
Sımsıcak dualarla maziyi anan şehir…
Alaca karanlıkta yoksul kağnılar
Ağlar inim inim senin yerine
Tozlu sokaklarına, kerpiçten evlerine
Bakarak kendinden utanan şehir.
Tozunla, toprağınla, yoksul kağnılarınla
Yılın altı ayında yağıp duran karınla
Ve soğuk sularınla, serin rüzgârlarınla
Gözümde tütüyorsun can şehir.
Bir gün bir derviş gibi çıkıp gelirsem eğer
Görürsem bir daha gönül gözüyle seni.
Anla bir rüzgâr gibi yüreğimden geçeni.
Ve sonra anam gibi sar beni Sultan şehir.
Yavuz Bülent Bakiler