DON KİŞOT VE OSMANLI
İspanyol yazar Cervantes’in dünyaca ünlü romanı Don Kişot !
Herkes tarafından bilinen filmleri, çizgi filmleri ve tiyatro oyunları yapılan meşhur roman…
Don Kişot’u meşhur kılan ilk özelliği dünyada yazılan ilk başarılı roman olarak kabul edilmesidir. Henüz 16. yüzyıl olmasına rağmen Cervantes, büyük bir başarıya imza atarak her yönüyle mükemmel bir eser ortaya koymuştur. Her ne kadar bu eserinde Türklerden “barbar” olarak bahsetse de – ki bu birazdan değineceğimiz acıdan olsa gerek ! – eser çağlar ötesine hitap etmiş ve günümüzde de öneminden hiçbir şey kaybetmemiştir.
16. Yüzyıl Avrupası ve Cervantes
16. yüzyıl, Avrupa’nın iç karışıklıklarla mücadele ettiği, aynı zamanda ise karanlık çağ olarak anılan o skolastik düşünce yapısının aşılmaya çalışıldığı bir yüzyıldır. Bir yandan bilim yavaş yavaş göz önüne alınmaya çalışılırken bir yandan da geçmişten gelen kötü alışkanlıklar tüm hızıyla devam etmektedir. İşte bu karışıklık ortamında İspanya’da bir hırsızlık vakası baş gösterir. Suçlu ise CERVANTES adı verilen bir kişidir ! Ve Endülüs müslümanlarından bu suç için öğrenilen bir ceza yöntemi vardır. O da kol kesme cezası !
Evet. İspanya’da bir hırsızlık olmuş, suçlu görülen Cervantes adlı kişi kol kesme cezasına çarptırılmıştır. Bir yolunu bulan Cervantes, bu cezadan kurtulabilmek için İtalya’ya kaçmıştır. Çünkü İtalya, hristiyanlığın merkezi, kurtarıcı papanın olduğu yerdir ! Takvimler ise 1571 yılını göstermektedir. Yani Osmanlı’nın Akdeniz’e hükmetme mücadelesi verdiği en güçlü yıllar …
İnebahtı Deniz Savaşı ve Haçlı Ordusu
En parlak yüzyılını yaşayan Osmanlı devleti, bu gücünü tüm Akdeniz’e hakim olarak taçlandırmak istemiş ve bunun içinde ilk adımı Kıbrıs olarak belirlemişti. Kısa sürede Kıbrıs’ı topraklarına katan Osmanlı Avrupa devletlerine bir kez daha korku salmıştı. Her zaman olduğu gibi tüm Avrupa devletleri yine bir araya gelmiş ve kısa sürede Haçlı birliğini kurarak karada durduramadıkları Osmanlı’yı denizde durdurma umuduyla bir mücadeleye girmişlerdi.
Yıl 1571. Haçlı donanması ve Osmanlı donanması İnebahtı’da karşı karşıya gelir ve Osmanlı devleti haçlıları büyük bir bozguna uğratarak denizlerde de güçlü olduğunu tüm dünyaya gösterir. Akdeniz artık bir Türk gölüdür.
Dünya’daki İlk Roman : Don Kişot
İşte bu savaş siyasi tarihi değiştirdiği gibi edebi tarihte de meydana gelecek büyük değişikliğin kapılarını aralar.
İspanya’dan İtalya’ya sığınan CERVANTES, Papa’nın çağrısıyla haçlı ordusuna gönüllü olarak katılır ve İnebahtı’da Osmanlı’ya karşı amansız bir mücadeleye girişir ve tüm haçlılarla birlikte mağlubiyeti tadar ! Ancak kader o ki kolunu kestirmemek için diyar diyar kaçan Cervantes, bu savaşta bir top güllesinin koluna isabet etmesiyle makus talihine de yenilir.
Savaşı ve kolunu kaybetmekle kalmayan Cervantes, bir de Osmanlı askerlerine esir düşer ve Cezayir’de göz hapsinde tutulur. Çünkü kolunu kaybederek en büyük cezayı aldığı düşünülür. Ancak Cervantes burada da rahat durmaz ve dört kez kaçma teşebbüsünde bulunur. Bundan dolayı onu bekleyen son Zindandır !
Ömrünün geri kalanını zindanlarda geçirmek zorunda kalan Cervantes, burada bol bol düşünecek vakit bulmuş olacak ki ve yine yaptığı işin ne kadar saçma olduğunu görmüş olacak ki o meşhur eserini yazmaya başlar :
DON KİŞOT !
Yazar aslında bu eserinde kendisini ironik bir dille eleştirmektedir. Romanda özetle anlatılan kendini şövalye sanan bir meczubun yel değirmenlerine karşı açtığı savaştır. Yel değirmeni ve Şövalye ? Ortada bir saçmalık vardır. Bir insan, mücadeleye girişmesi dahi saçma olan bir şeye, yel değirmenine savaş açar mı ? Cervantes, aslında burada öz eleştiri yapmaktadır. Bir insanın yel değirmenine karşı savaş açması ne kadar saçma ise benim de devrin en büyük devletine karşı böyle bir mücadeleye girişmem o kadar saçma demektedir. Romanda da zaten şövalye rolündeki Alonso, yel değirmenine yaklaşmak için daha ilk hamlesini yaptığında değirmenin pervanesine takılarak öteye savrulur. Ancak pes etmez diğer taraftan yeniden saldırır ve yine aynı son.
Yazarın bu bakış açısı, anlattığı ironik olay, hem kendisinin yaptığı davranıştan duyduğu pişmanlığı yansıttığı gibi hem de Avrupalıların en önemli askeri gücü şövalyelerin de içinde bulunulan yüzyılda ne denli bozulduğunu gözler önüne sermesi bakımından önemlidir.
Not : Eserin yazılış şekliyle ilgili değişik anlatımlar mevcut olmaktadır;ancak kaynaklarda Cervantes’in bu savaşa katıldığı kesin olarak bilinmekte ve Osmanlı’ya karşı verdiği mücadeleden dolayı böyle bir eseri kaleme aldığı da kabul görmektedir. Ayrıca 16. yüzyıl İspanya devletinde bir hırsızlık vakasının olduğu ve suçlunun adının Cervantes olduğu da bilinmektedir. Aynı yüzyılda nam salacak aynı isimde iki farklı kişi olmasının düşük ihtimalli olduğu düşünüldüğünde bu kişinin Don Kişot yazarı olan Cervantes olduğu ihtimali artmaktadır.