Dean Koontz Wuhan 400
20. yüzyılda teknolojinin hızla gelişmeye başlaması özellikle II. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında silah sanayisi alanında büyük gelişmelerin yaşanmasına neden olur. Nükleer silahların ortaya çıkması, kıtalar arası balistik füzeler,lazer silahları ve kimyasal silahlar derken 20. yüzyılın sonlarında biyolojik silahlar gündeme gelir ve bununla ilgili bitmek bilmeyen komplo teorilerini de beraberinde getirir.
Biyolojik silahlarla ilgili özellikle 80’li yıllarda hız kazanan komplo teorileri öyle görünüyor ki teorisyenleri haklı çıkaracak tarzda. 21. yüzyılın başlamasıyla birlikte daha önce görülmeyen, görülse de etkisi milyonlarca insanı etkilemeyen hastalık ani bir şekilde ortaya çıkmaya başladı. Bunlardan en çok bilinenleri Kuş gribi, Domuz gribi gibi hayvansal kaynaklı virüslerden meydana gelen hastalıklar olurken komplo teorileri de giderek artmaya başladı.
Corona Virüsü (Corid 19)
İlk olarak 60’lı yıllarda görüldüğü söylenen ancak 2020 yılı itibariyle Yeni Corona Virüsü olarak tabir edilen ve bilimsel olarak Corid 19 adıyla anılmaya başlanan corona virüsü Çin başta olmak üzere birçok ülkeye yayılmaya ve hızla can almaya başladı.
Virüs hızla can almaya devam ederken temel kaynağının ne olduğu konusunda ise çeşitli tartışmalar ortaya atıldı. İlk olarak Çinlilerin yabani hayvan kaynaklı (yarasa) yiyecekleri tüketmesinden kaynaklandığı iddia edilse de bu tez yalanlandı. Ancak bir gerçek vardı ki nereden geldiği bilinmese de corona virüsü hızla yayılmaya devam ediyordu.
Haber bültenlerinden virüsün kaynağı ile ilgili birçok komplo teorileri duyulmaya başlandı. Bunlardan en dikkat çekeni virüsün Amerika tarafından çıkarıldığı yönünde olanıydı. Çünkü virüsün yayıldığı ülkelere bakıldığında hemen hepsi ABD tarafından düşman olarak görülebilecek nitelikteydi.
Örneğin Çin’de başlayan virüs, S. Arabistan’a sıçramış oradan Afrika’ya sıçraması büyük bir felakete yol açabilir açıklamasının gelmesiyle birlikte bir anda Mısır ve Güney Afrika’da da virüse rastlandığı dile getirilmişti. İran’da da dört kişinin bu virüs nedeniyle hayatını kaybetmesi teorileri güçlendirmeye yetecekti. İran, S. Arabistan ve Mısır gibi ülkelere yayılan virüsün İsrail’i es geçmesi hayli ilginç olarak gösterildi.
Son günlerde popüler olan bir roman ise bu teorileri güçlendirecek tarzda. Her ne kadar bazı farklılıklar bulunsa da Dean Koontz tarafından 1981 yılında kaleme alınan The Eyes of Darkness – Karanlığın Gözleri adlı romanda Dean Koontz Wuhan 400 adında bir virüsten bahsediyor ki bahsettiği bu virüs Çin’in Wuhan eyaletinde ortaya çıkan corona virüsü ile büyük benzerlikler taşıyor !
Amerikalı yazar Dean Koontz Wuhan 400 adındaki virüsün Çin hükümeti tarafından Wuhan’da yer alan bir laboratuvarda geliştirildiğini ve yalnızca insanları etkileyen mükemmel bir silah olduğunu belirtiyor. İnsan vücudu dışında bir dakikadan fazla yaşayamayan Wuhan 400 virüsü diğer canlılara isse zarar vermiyor.
Wuhan 400’deki 400 ise o laboratuvarda üretilen 400. mikroorganizmayı temsil ediyor.
Aslında romandaki Wuhan – 400 virüsü ile Covid 19 arasında birçok fark bulunmakta. Örneğin romanda yer olan virüs %100 ölüm oranına sahipken Covid 19 henüz tamamiyle öldürücü bir özellikte değil.
Ancak Dean Koontz’’un The Eyes of Darkness eserini asıl ilginç yapan 39 yıl önce Çin’in Wuhan eyaletinde böyle bir virüsü konu edinen roman yazması ve 2020 yılında birçok benzerlikle COVID 19 adıyla bu virüsün gerçekten ortaya çıkıp birçok ülkeye yayılması !
Romanda yer alan bu hikayelerden yola çıkarak teorisyenlerin ürettiği komploların belki de birer komplo olmayıp gerçeğin ta kendisi olduğunu akıllara getiriyor !