KEŞANLI ALİ DESTANI KİMİN ?
Eser, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı tiyatro yazarlarından Haldun Taner’e aittir.
Toplumcu gerçekçi bir yönü vardır. Toplumun bozulan yapısını, insanların çıkarcılığını mizahi bir dille ele almaktadır.
Edebiyatımızda epik tiyatronun en güzel örneklerinden biridir. Olaylar Edirne – Keşan’da geçmektedir.
Eser aynı zamanda politik tiyatronun ilk örneğidir.
KEŞANLI ALİ DESTANI KONUSU
Toplumun yozlaşmasını politik bir şekilde anlatır. Mahallenin kabadayısının faili meçhul bir cinayete kurban gitmesi ironik bir şekilde ele alınır. Hiçbir suçu olmayan tek gayesi yerde yaralı bir şekilde yatan kişiye yardım etmek olan Ali’nin eline kan bulaşması nedeniyle herkes cinayeti onun işlediğini düşünür. Ali ise bunu kullanarak kahraman olur. Artık herkes onun şerbetli olduğunu düşünür.
KEŞANLI ALİ DESTANI ÖZETİ
ZAMAN VE MEKAN
Olaylar Sineklidağ Mahallesi denilen büyük bir şehrin kenar mahallelerinde geçmektedir. Türkiye de gecekondulaşmanın daha yeni başladığı 1950 yıllarından önceki zamanlarda yaşanmıştır.
ŞAHIS KADROSU
ÖZET
Ali, Sinekli Dağ’da oturan bir gençtir. Zilha isminde bir kızı çok sever. Bir gün Zilha’nın amcası öldürülür ve suçu Ali’nin üzerine atarlar. Zilha’nın amcasında mahallenin belalılarından biridir. Herkesten haraç toplar ve kimse tarafından sevilmez. Ali bir türlü suçsuzluğunu ispat edemez. Mahallenin en sevilmeyen adamını öldürdü diye herkes tarafından sevilir ve mahallede ünlenir.
Hapishaneden çıkınca muhteşem bir karşılama töreni hazırlanır. Herkes ona sevgi gösterir. Ali mahallesine gelir gelmez, mahallenin muhtarlığına adaylığını koyar. Ali seçimleri kazanır ve muhtar olur. Mahallede kısa sürede çok şey değiştirir. Haraç olayını kaldırır ve mahalleyi bir düzene koyar.
Zilha amcasını öldürdü diye Ali’ye yüz vermez. Ali kıskançlığından çatlamaktadır. Bu arada, Ali’yi sevmeyen kişiler yavaş yavaş ortaya çıkmakta ve arkasından sessizce kuyusunu kazmaktadırlar.
Bülent Bey adıyla anılan zengin birisi mahalleye gelir. Mahallede bir işi vardır. Mahallede gezerken Zilha’yı görür. Zilha’yı görünce çok şaşırır. Çünkü eski eşi Nevvare’ye çok benzemektedir. Nevvare kızını ve Bülent Bey’i terletip, başkasına kaçmıştır. Kızı da Zilha’ya inanılmaz bir yakınlık duymuştur. O yüzden, Bülent Bey Zilha’yı evinde çalışması için ikna eder. Zilha’yı evine götürür. Ali bunu duyunca çok sinirlenir ve Zilha’yı Bülent Bey’in evinden almaya gider. Bu arada Bülent Bey’in eski eşi Nevvare, evini çok özlemiş ve evine dönmüştür. Ali, kapıyı çaldığında, kapıya Nevvare çıkmıştır ve Zilha diye yanlışlıkla Nevvare’yi kaçırır. Sonunda onun Zilha olmadığını anlar, fakat iş işten geçmiştir.
Bu arada, Zilha’nın amcasının gerçek katili ortaya çıkmıştır. İsmi de Cafer’dir. Cafer’den Ali’yi öldürmesini isterler. Çünkü Ali gerçekten çok şeyler başardığı için bunu çekemezler. Durumu geç de olsa anlayan Zilha, Ali’nin yanına döner ve barışırlar.
Beraber mutlu bir hayat süreceklerini zannederler, fakat Cafer Ali’yi öldürmekte kararlıdır. Cafer evin önüne gelir ve Ali’den evden çıkmasını ister. Ali tam evden çıkarken Cafer ateş edere Ali vurulur. O acıyla Ali silahı tuttuğu gibi Cafer’i öldürür. Bu sefer Ali gerçekten katil olur. Böylece Ali tekrar hapishaneye döner, ama Keşanlı Ali Destanı ömür boyu sürecektir.