içinde

Tesadüf mü yanlış tercih mi ?

Tesadüf mü yanlış tercih mi ?

Bir söz var hepimiz duymuşuzdur “İnsanın kendisine yaptığını kimse yapamazmış” diye düşününce insan hem ne kadar doğru olduğunu anlıyor hem de içten içe üzülmüyor değil. Belki hayatımızı seçemiyoruz nelerin olacağını önceden kestiremiyoruz çünkü kimse bilemez yarının ne olacağını fakat karşılaştığımız sıkıntıların da en temelde kaynağı bizleriz.

Gözümüzde canlandırınca uzak gibi geliyor ama gerçekten de öyle değil mi? Kendi yaptığımız seçimlerim karşılığını görmüyor muyuz? Kırdığımız kalplerin, yıktığımız hayallerin pişmanlığını yaşamıyor muyuz? Öfkelendiğimizde ağzımızdan kaçırdığımız sözlerin bedelini ödemiyor muyuz? Evet tam da böyle oluyor. Tıpkı yediğimiz yemeğin hesabını ödediğimiz gibi …

Bu senaryolar bize nerden tanıdık geliyor biliyor musunuz? Bu dünyada yaptığımız tüm hareketlerimizin yarın bir karşılığı olacağından, sadece kendi yaptıklarımızın sorumlusu olacağımızdan, kısacası cevabı istenen tüm sorular bizim hayatımızdan olacağından. Yani kendi ektiğimizi biçeceğimizi ta ezelden bu yana bildiğimiz için bu yaşam sirkülasyonları bizlere yabancı değil.

Tesadüf diye bir şey var mıdır ?

Aslına bakacak olursak yaşadığımız baz ılaylar tesadüf mü diye düşününce  John Connolly’ nin “Tesadüfler yoktur; sadece göremediğimiz kaderimiz vardır” dediği gibi şu hayatta tesadüf diye bir şey yoktur. Kaza dediğimiz olayın bile birden ortaya çıkan bir durum olmayıp çözülmeyen veya gözden kaçırılan birden fazla ihmalin bir araya gelmesi ile olduğu gibi beklemediğimiz dostumuz tarafından ters köşe olmamız da arkadaşlık seçimlerimizdeki eksikliğimizden, onu tanıyamayışımızdan kaynaklanır.

Yeri gelmişken, sevdiği kişilerden çelme takılanlar için şunları söylemek istiyorum :Hayata karşı bencil olup hayır dememiz gereken birçok konuda başarısız olduğumuz gibi bazen de vazgeçemediklerimizin acısını çekeriz. Mesela kendimize yaşam kaynağı olarak seçip de o olmadan yapamam dediğimiz, olmazsa olmaz diye bağlandıklarımız var ya -aslında olmaması gerekir- bunlar bizi gerçekten de hayatta mı tutar yoksa gözümüzü körü körüne kapatır mı? Kendimizce böyle söylediklerimiz bir müddet sonra aramız bozulup bize kötü de davransa ve hatta çeşitli yollarla bizi kullandıklarını anlasak bile görmezden geliriz. Çünkü ona olan sevgimiz gözümüzü kör ettiğinden olacak ki olumsuz düşünmeyiz onun hakkında.

Sizin sevginiz saf olabilir belki fakat karşınızdaki kişi sandığınız kadar masum değildir. Belki de böyle durumlarda ihtiyacımız olan araya birazcık mesafe koyup kendinizle yüzleşmemizdir.

Giden kötü gidişatı sorgulamamızdır çünkü; Kafamızı kaldırıp “Ne oluyor” diye sormazsak gözü kapalı kabul ettiğimiz “İşgalci” aklımızı kalbimizi ele geçirip bizi sömürmeye devam eder. Olur da bir gün küser yollarımız ayrılırsa hayatımızın en önemlisi olarak gördüğümüz, en iyi düşmanımız olabilir. Çünkü bir zamanlar dost olarak her şeyimizi paylaştığımızdan dolayı bütün sırlarımızı bilir. Bu durumla karşılaşmamak için Peygamberimiz (s.a.v.)’ in şu tavsiyesini kulağımıza küpe etmemiz gerekir

DOSTUNA ÖLÇÜLÜ DOSTLUK ET, GÜNÜN BİRİNDE DÜŞMANIN OLABİLİR. DÜŞMANINA DA ÖLÇÜLÜ DÜŞMANLIK ET, GÜNÜN BİRİNDE DOSTUN OLABİLİR

Her şeyin fazlası zarar olduğu için arkadaşlık ilişkilerimizde de ölçülü davranmalıyız ki, iyilikten maraz doğmasın.

Bildiri

Ne düşünüyorsun?

Sesli Edebiyat Öyküler Sesleniyor Projesi Ücretsiz Erişime Açıldı !

J. K. Rowling İlk Masal Kitabı The Ickabog Türkçe Geliyor